Umudun bittiği yer 34. bölüm - yeni roman

Gönderen Etiketler: zaman:

 


"Beyaz neredeyim ben? Ne oldu?"

"Ölmek üzereydin hatırlamıyorsun galiba katil seni çok fena benzetti."

"Hatırlar gibiyim de neden öldürmedi beni?"

"Bir dahaki karşılaşmanızda ona sorarsın."

"Panda nereden çıktı? Harbiden ben şu anda kocaman bir panda ile mi bakışıyorum."

"Evet, sen kocaman bir panda ile bakışıyorsun. Hatırlamıyorsun galiba buraya onu kurtarmak için geldik. Galiba katil kafana fazla vurmuş."

"Galiba öyle oldu ne olup bittiğini anlamadım hiç. Katilin beni öldürmüş olması gerekirdi neden yapmadı. Dur! ölmek için hazır olmadığımı söylemişti."

Lucian yerde uzanırken Baykuş ile konuşuyordu. Bir taraftan da o hale nasıl geldiğini hatırlamaya çalışıyordu. Ancak hatırlamak onun için oldukça zordu. Sanki kafasının içi sürekli dönüyordu ve bu hatırlamasını oldukça güçleştiriyordu. Katil neden onu öldürmemişti? Ölümden nasıl geri dönmüştü? Panda nereden çıkmıştı? gibi sorular zihninde dolaşırken bir taraftan da ona sarılacakmış gibi bakan panda ile karşı karşıya duruyordu. Panda devasaydı her halde 7 panda büyüklüğünde olmalıydı. 

"Beyaz bana ne olduğunu anlamadım. Ölmüş olmalıydım ama bunları sonra konuşuruz şu an hiçbir şey düşünemiyorum. Yardım edin de ayağa kalkayım. Ona bulmam gerekiyor ve bir an bile kaybetmek istemiyorum."

Lucian doğrulmaya çalışırken canının yandığını hissetti ancak bu onun ayağa kalkması için bir engel değildi. Hiçbir zaman engelleri umursamamıştı hayatı boyunca, engeller saçma bir şeydi hayat da saçmaydı. Kendisi zaten çok saçmaydı belki de en saçma olan kendisiydi.

"Lucian kıpırdama. Daha yaraların iyileşmedi daha."

Lucian panda'nın arkasından gelen bir kadın sesi ile hareket etmeyi bıraktı. O kadar muhteşem bir sesti ki o hissettiği tüm acılar bir anda son buldu. Kafasının içindeki sorular bir anda yok oldu. Öyle bir andaydı ki ne diyeceğini bilemiyordu. Konuşmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Neden kelimeler kaçıyordu ondan, neden söylemek istediklerinin hiçbirini söyleyemiyordu.

"Sen" diyebildi sadece. Lucian konuştuktan sonra pandanın arkasından çıkan bir kız gördü. Üstünde dizlerine kadar beyaz bir elbise vardı. Bakır rengi saçları kısa kesilmişti. Yüzünde endişeli bir ifade vardı. Ancak endişeli ifadesi onun güzelliğinden hiçbir şey almıyordu. O an nefes alamadığını hissetti Lucian sadece "Sen geldin." diyebildi.

Lucian konuştuğu zaman kızın yüzündeki endişeli ifade yerini hafif bir gülümsemeye bıraktı. O kadar güzel gülüyordu ki Lucian hayatına baharın geldiğini hissetti. Ela rengindeki gözleri o kadar güzeldi ki onlara baktığı zaman yıldızları görebildiğini düşündü bir an için. O karşısındaydı, gerçekti, bunca zaman bekledikten sonra onu görmüştü.

"Beyaz öldüm mü ben? Öldüm ve cennete mi geldim? Onun olduğu her yer cennettir benim için."

"Hayır, sen ölmedin. Son anda yetiştim yoksa ölebilirdin. Sen ölseydin hikayemiz daha başlamadan bitmiş olurdu." Kız Lucian'ın yanına eğilip onun elini tuttu. Lucian içinde öyle bir enerji hissetti ki kıza sarılmak istedi ancak bunu yapmadı. Sadece kızın gözlerinin içine bakıyordu hayran bir şekilde. Gözleri çok güzeldi. Aslında sadece gözleri değil her şeyi çok güzeldi onun.

"İsmin nedir senin?" ismini sormak o an için sorulacak en güzel soru değildi ancak bilmesi, onu tanıması gerekiyordu. O hakkındaki her şeyi öğrenmeliydi. Yaşam ancak o olduğu zaman anlam kazanırdı.

"Bana Cece diyebilirsin Lucian. Kendini fazla yorma şimdi. Kafanda birçok soru var biliyorum ve onların hepsine cevap vereceğim. Şimdi dinlenmelisin, merak etme uyandığın zaman ben burada olacağım. Hiçbir güç bizi ayıramayacak bundan sonra."

"Ben uyumak istemiyorum ama. Asla istemiyorum, seni seyretmek istiyorum. Gözlerine bakmak istiyorum senin."

"Evet, ayıramayacak ama şimdi biraz dinlenmelisin. İleride konuşmak için bolca vaktimiz olacak. Eğer yeteri dinlenmezsen daha geç iyileşirsin ve bu hiç güzel olmaz. Bak yanındayım senin ve gep yanında kalacağım."

"Ben seni çok bekledim. O kadar çok bekledim ki aklımı kaybettim. Çok uzak bir yerden geliyorum ve katillerle savaştım. Başkalarıyla da savaştım. Tam ölüyordum ki sen geldin. İyi ki de geldin, ben sensiz bir hayatı yaşamak istemiyorum."

"Hepsini biliyorum Luci ama şimdi dinlenmelisin. Uyandığın zaman yanında olacağım senin ve kendini daha iyi hissedeceksin."

Cece konuşmayı bitirdiği zaman Lucian gözlerini kapattı. Sanki o konuşurken evrenin en güzel şarkısını dinliyormuş gibi geliyordu. Uykuya dalması fazla sürmedi. Deliler gibi konuşmak istesede konuşmanın bile canını yaktığını düşünerek bundan vazgeçti. Nasıl olsa o yanındaydı bundan sonra her şeye katlanabilirdi. Uyuması gerekiyordu onun ve bu düşünceler eşliğinde uykuya daldı.

Rüyasında ne gördüğünden emin değildi sadece çok güzel bir rüya olduğunu hatırlayabildi. Onu gördükten sonra nasıl kötü bir rüya görebilirdi ki? 


Yorum Gönder

Back to Top