"Neden küçük bir yarayla yetindin? Beni bu şekilde durdurabileceğini sanmıyorsun sanırım."

"Hiç eğlenceli değilsin Lucian. Sonlara takılı kalmışsın resmen. Biraz eğlenmenin kimseye zararı olmaz. Hem seni daha yakından tanımak istiyor olabilirim."

"Bence sen duygusallaşmaya başladın. Ondan beni öldürmüyorsun."

"Sana aşk olalım diyorum sen duygudan bahsediyorsun. Hiç bir şeyi bilmediğin o kadar açık ki."

"Aşkı billmiyorum doğrudur ama aşk olmak için birini öldürmemen gerektiğini biliyorum. Aşk onun için yaşamaktır."

Lucian cümlesini bitirdiği zaman kılıcını elinde bir tur çevirdi bunu yapmasının sebebi Kylana'yı şaşırtmaktı. Her hareketinin okunduğunu hissediyordu ve bu yüzden normalde kılıcını geniş bir yay biçiminde savurmak yerine önce kalkanını önüne alarak ileriye doğru hızlı bir adım attı. Amacı Kylana'nın savunmasını indirmekti. Ancak Kylana geriye doğru hafifçe zıplayarak Lucian'ın hamlesinden kaçındı. Lucian kılıcıyla ileriye doğru saplama hamlesinde bulunduğu sırada bir hançer darbesiyle saldırısı engellendi ve başka bir hançer Lucian'ın sağ kolunun üzerine ince bir çizgi bıraktı.

"Beni hiç şaşırtmıyorsun Lucian. Aşk tüm ezberleri unutmak derdin hep ama sen benim karşımda ezberlerine güvenerek duruyorsun. Bu kadar kolay değildir aşk, hissetmen gerekir onu her hücrende. Eğer hissetmezsen yapamazsın."

"Verdiğin bilgiler için teşekkür ederim ama hissetmek bir savaş anında olmaz. Oturup bir çay içelim diyorum ama kabul etmiyorsun."

"Senin öğrenecek çok şeyin var bende sana aşkı öğretiyorum."

Kylana cümlesini bitirdiği sırada hançeri ile bir hamle yaptı ancak Lucian'ın kalkanı o hamleyi durdurdu. İkinci hamle ise Lucian'ın kılıcı tarafından kesildi. Öyle bir andaydılar ki ikisinin arasında mesafe oldukça azalmıştı.

"Aramızda bir adım bile kalmamışken dudaklarına yapışmamak için zor tutuyorum kendimi."

"Yapışma bana istemiyorum şu anda önümde bir engelsin ve ben gitmek istiyorum."

"O yüzden zor olsa da tutuyorum kendimi. Yoksa elbiselerini parçalamak geçiyor içimden tüh bunu söylememem gerekiyordu." Kylana cümlesini oldukça çekici bir gülümsemeyle bitirdi. Ardından yine oldukça çekici bir gözkırpış gülümsemeyi takip etti.

Lucian ise kalkanını ileriye doğru fırlattı bu hamle ona biraz zaman kazandırabilirdi. Kalkan Kylana'ya çarptığı sırada Lucian kılıcını onun dizlerinin üst kısmına doğru savurdu. Kylana dengesini kaybettiği sırada kılıç bacaklarının üst kısmında derin bir kesik bıraktı.

"İşte bunu bekliyordum. Serbest bırak içindekini düşünme. Aşkı anlamak için düşünmek hiçbir işe yaramaz. Onun için kendini bırakmalısın."

"Haklısın düşünmek çok anlamsız geliyor şu anda hele seni böyle gördüğüm sırada düşünmek ne kadar da boş geliyor."

"İşte benim istediğim cevaplar bunlar ama sen başkaları gibi yalan söylüyor olamazsın. Yoksa sende onlar gibi mi oldun? Sözlerine güvenmeli miyim?"

"Düşünmeyi bıraktım diyelim ve anın tadını çıkartıyorum. Ben sana ne kadar güvenebilirsem bence sende bana o kadar güvenebilirsin."

Lucian cümlesini bitirdiği sırada Kylana ileriye doğru atıldı ve bir anda ortadan kaybolup Lucian'ın arkasında belirdi ve hançerleri çapraz biçimde savurarak Lucian'ın sırtında x biçiminde izler bıraktı. 

"Çok yavaşsın sen eğer beni istiyorsan daha hızlı olmalısın."

"Yerinde durursan seninle ilgileneceğim ama sen süreklli yer değiştiriyorsun."

Lucian'ın hissettiği acı bedeninde yayılırken kanamaya başladığını düşünüyordu. Daha hızlı olması gerekirdi ama o bir anda yer değiştirdiği sürece ne kadar hızlı olursa olsun değişen bir şey olmayacaktı. Sağ elinde tuttuğu kılıcı ani bir bilek hareketiyle ters çevirdi ve olduğu yerde yarım tur dönerek kılıcını savurdu. Savrulan kılıç Kylana'nın sol omuzunda derin bir yara bıraktı ve hançerlerinden teki yere düştü.

"İşte istediğim kıvama geliyorsun ama hala hazır değilsin." Kylana elinde kalan tek hançerini Lucian'a doğru fırlattı ancak Lucian ona doğru gelen hançeri kılıcıyla engelledi. Ardından Kylana bir anda elinde beliren iki hançeride ileriye doğru fırlattı. Hançerlerden birisi Lucian'ın karnının sol tarafına saplanırken diğer hançer onun sol omuzuna saplandı.

"Gerçekten hızlıymışsın. Bu hızının sırrını merak ediyorum ayrıca neden beni şu anda öldürmüyorsun. Bunu yapabileceğini ikimizde biliyoruz."

"Evet çok hızlıyımdır sen bir de beni yatakta gör neler yapabileceğimi bilseydin inan bana çok şaşırdın. Neden seni öldürmüyorum sorusuna gelince seni öldürürsem öldürdüğüm diğerleri gibi olursun ve bunu istemiyorum. Anlamadın mı aşk olmak istiyorum ben seninle."

Lucian kılıcını ona doğru savurduğu sırada Kylana bir anda tekrar kayboldu ve yine Lucian'ın arka tarafına geçti. Hençerlerden birisi Lucian'ın kılıç tutan bileğinin etrafında bir tur boyunca döndü ve Lucian'ın kılıcı yere düştü. Ardından diğer hançer Lucian'ın kaburgalarına doğru yola çıktı ve kaburgalarının arasından ak ciğerlerini geçerek kalbine saplandı. 

Kan kaybının şiddetinden başı dönen Lucian bir anda kendini yerde buldu. Dizlerinin üzerinde dururken bedeninden boşalan kan etrafını kırmızıya boyamaya yetmişti. Konuşmak istese de yapamacağını anladığı sırada Lucian kendini yere bıraktı.

Ancak onun yerine konuşan Kylana oldu "Çok zayıfsın demiştim sana ben. Seni şimdi öldürebilirim ama bunu yapmayacağım. Eğer konuşabilseydin bana nedenleri sorardın onların önemsiz olduğunu bilmeden. Eğer sormuş olsaydın sana aşık olduğumu ve sen bana hazır olana kadar seni öldürmeyeceğimi söylerdim. Şimdi ben gidiyorum ama tekrar görüşeceğiz ve o zaman tam anlamıyla benim olacaksın. Umarım ölmezsin."

Kylana bir anda ortadan kaybolduğu sırada Lucian yerde baygın bir biçimde yatıyordu.