Nasıl Daha Az Mutsuz Olunur

Gönderen Etiketler: zaman:
Merhaba. Bu yazımda ruh hallerimize iyi gelebilecek bazı pratiklerden bahsedeceğim. Bir psikoloji mezunu olarak teorim fena değil. Ama pratikte hiçbir tecrübem yok. Neyse ki ben de bir insanım ve kendimi deneylerime malzeme etmekten çekinmiyorum. Size denediğim, denemekte olduğum moral arttırıcı yöntemleri anlatacağım.

Bu yazının başında da uyarayım, eğer ağır bir depresif ruh hali içindeyseniz bu anlattıklarımı uygulamaya mecaliniz bile yoksa, lütfen bir profesyonele danışın. Depresyon, nezle grip gibi bekleyince geçen bir rahatsızlık değil malesef. Geçebilir de, ama bu ihtimale tutunarak kendinizi ihmal etmeyin. 

Mutlu Olmalıyız

Öncelikle mutluluk sorunundan bahsedeyim. Mutlu olma zorunluluğundan. Mutlu olmak zorunda değiliz. O sebeple bu yazının başlığı “nasıl mutlu olunur” değil. “Mutlu olmalıyım” düşüncesi de bizi mutsuzluk ve umutsuzluk bataklığına sürükleyen cümleler arasında. Hayır, mutlu olmak zorunda değiliz. Hayatımızda bulutların üstünde hissettiğimiz zamanlar olabileceği gibi, çok üzüldüğümüz zamanlar da olabilir. Her zaman en iyi halimizde olmayı beklememeliyiz. Ama sürekli üzgünseniz, moraliniz yerlerde sürünüyorsa, bir şeyler yapmak için kılınızı kıpırdatamıyorsanız, sosyal hayatınız bozulduysa, yorganınızın altından çıkasınız gelmiyorsa evet, bir sorun var. Mutlu olmak zorunda değilsiniz ama bu kadar da mutsuz olmamanız gerek. Hayatımızda dinginliği aramalıyız. Ruhsal dengeyi. 



Sosyal Medya

Başlığı sosyal medya diye attım ama özel olarak instagram’dan bahsetmek istiyorum. Instagram’da çok vakit geçiriyorsanız, “keşfet”te dolanıp duruyorsanız, silin onu. Ciddiyim.

Araştırmalar gösteriyor ki instagram ruh halimize pek de iyi gelmiyor. Özenle seçilmiş, özenle oynanmış fotoğraflar gerçekleri yansıtmaktan oldukça uzak, ama uzaktan bir seyirci olarak arka planda neler döndüğünü tabi ki bilemiyoruz. Bize gayet gerçek görünüyor. Gerçekten güzel kadınlar, gerçekten güzel evler, gerçekten mutlu insanlar görüyoruz. İster istemez kendimizle kıyasını yapıyoruz, nasıl bu kadar gülümseyebiliyorlar? Nasıl bu kadar gezebiliyorlar? Nasıl bu kadar başarılı olabiliyorlar? 

Instagram’ı silmek bana bu açıdan iyi geldi. Eğer boş zamanlarınızda eliniz “keşfet”e gidiyorsa size de tavsiye ederim. Ve bunun gibi başka sosyal medya programları da olabilir. Kendinizi gözlemleyin. Facebook’a baktıktan sonra canınız sıkılıyor mu mesela? Daha önce ilişki kurmamış olabilirsiniz ama mutsuzluğunuzla sosyal medya ilişkisini iyi gözlemleyin. 

bridiebythesea.com

Şükran Günlüğü

Şükretmenin ruh haline iyi geldiğini gösteren birçok araştırma var. Belki de en büyük sıkıntılarımızdan birinin doyumsuzluk olmasıdır sebebi. (Ne kadar bilimsel bir yorum.) Ama cidden insan bolluğun, huzurun ortasında yaşarken bunu fark etmeyebiliyor ya da sahip olduklarına hak ettiğinden daha az önem veriyor olabilir. Şükran günlüğü her gün şükrettiğiniz ne varsa onları yazmaktan ibaret. Mesela bugün yazacaklarım arasında "blog yazımı tamamladım." var.

Ben bunun için bir telefon uygulaması kullanıyorum. İsmi Thanks Diary. (Bunun gibi birçok uygulama var, diğerleri için "gratitude journal diye aratabilirsiniz) Her gün akşam saat on buçuğa alarm kurdum, şükretmeyi atlamamak için :) Bana baya baya iyi geliyor. Günlerim akşam şunu da yazarım, bunu da yazarım düşünceleriyle şükredecek şeylerin bilinciyle geçiyor. 

İsterseniz güzel bir defter kullanın, isterseniz bir yerlere çiziktirin. Benim tavsiyem biraz özen göstermenizden yana. Hayatımız güzelliklerle dolu, bunları görmek için bakmamız gerekiyor. Ayrıca kendim için gözlemlediğim bir nokta da günlüğe başladığım ilk günlerde aklıma yazacak bir iki şey gelirken bir hafta sonra listemin bayağı bir uzaması oldu. Bir anlamda şükretmeyi öğreniyorum demek oluyor bu. Yoksa günlerim arasında aşırı farklar yok. 

Sosyal Destek

Bunu hepimiz biliriz, dertler paylaştıkça azalır. İnsan sosyal bir varlık ve ne kadar insan canlısı değilim derseniz deyin sizin de birileriyle bir şeyler paylaşmaya ihtiyacınız var. Aile ve arkadaşlar bulunmaz nimet. Onlarla paylaşımlarınızı arttırmaya çalışın. İlla sıkıntılarınızı paylaşmak zorunda değilsiniz ama araştırmalar gösteriyor ki çevrenizden maddi manevi destek göreceğinizi bilmek bile başlı başına ruh haline iyi geliyor. 

Teknoloji sağ olsun, uzaktakilere ulaşmak eskisi kadar zor değil. Bunu kullanın. Ailemden epey bir uzaktayım mesela. Ama gün içinde epey bir iletişim halindeyiz. 
Annemle Whatsapp medyamız :D

Arada birbirimize karikatürler, komik fotoğraflar filan göndermek bile yakın hissettiriyor. Çocukluk arkadaşlarımla kurduğumuz bir whatsapp grubumuz var, canı sıkılan yazıyor ve hepimiz birden onu neşelendirmeye çalışıyoruz. Rahatlatmaya çalışıyoruz. Farklı bakış açıları sunuyoruz. 

Ne kadar faydalı olduğunu bilmesem de bu konuyla alakalı güzel bir girişim olduğunu söyleyebilirim, 7cupsoftea.com diye bir site var. Burada sitenin yönlendirmeleriyle dinleyici olmuş insanlarla yazışıyorsunuz. Çok profesyonel bir şey beklemeyin ama “ben konuşayım, karşıdaki de haklısın diyerek beni dinlesin” istiyorsanız güzel bir platform. Türkçe dinleyici seçebilmek de bir artısı. İyi bir dinleyiciye denk gelirseniz bir miktar işe yarayacağını düşünüyorum. 

Yanlış Düşünce Şekilleri

Bu konu biraz uzun. Özetin de özeti şöyle ki bizi mutsuzluğa sürükleyen bazı düşüncelerimiz var, bilişsel çarpıtma (cognitive distortions) diyorlar. Bunlar, hayata ve kendimize dair temel inançlarımızdan kaynaklanan otomatikleşmiş düşünce tarzları. O kadar alışkınız ki bu şekil düşünmeye, başlı başına farkına varmak bile büyük bir adım. Ne gibi düşünceler bunlar örnekler verince daha iyi anlayacaksınız. Ama devam edersem bu yazı epey uzayacak. Devamını haftaya bırakayım. 

Haftaya görüşmek üzere diyor ve hepinize huzurlu günler diliyorum sevgili okurlar.

Devamını okumak için tıklayın.
Yorum Gönder

Back to Top