Bugün erken uyandım. İlk kez herkes rüyalarında yaşarken, kenti alacakaranlıkta, kimsesiz, sessiz, devinimsiz gören ilk insan olmak istedim. Uyandığımda anımsamadığım ama benliğimdeki etkilerinden de bir türlü kurtulamadığım o simsiyah, insansız, eşyasız rüyalarıma denk düşen bir kent görmek istiyordum.
Şehri çepeçevre saran tepelerden birine tırmandım. Karanlık gökyüzünün karanlık kokusunu içime çekerek oturdum ve tek tük ışığı yanan evlerle bomboş sokakları izledim. Gündüzki sıkıntıların nasıl esamesi okunmuyorsa iş güç peşinde koşturan insanlardan, haylazlıktan annelerini bitap düşüren çocuklardan da eser yoktu. Karanlığın insanın tüylerini diken diken eden dokunuşu ve rüzgarın şiddetlenmesiyle kendime iyice sokulmak zorunda kaldım. Rüyam gözlerimin önünde bir karartı gibi yanıp sönüyor, bakışımı ağırlaştırıyordu. Yığılıp kaldım oracıkta. Kendime geldiğimde hiçbir şey olmamış gibi güneş yükselmişti ve insanlar koşuşturmacalarına kaldıkları yerden devam ediyordu. Uyandığıma göre bana da hayatıma devam etmek düşüyordu. Eve geri döndüm. Evde olmasını beklemediğim çocuklarımın sesleri hanımın yeri süpürürken çıkarttığı hışırtılarla beraber duvarları geçerek kulaklarıma erişti. Kapıyı heyecanla itelerken bu seslerin aklımın bir oyunu olduğunu fark ediverdim. Oturdum ağladım. Rüyamı hatırladım tekrar. Doğrusu anımsamadığım, simsiyah, insansız, eşyasız rüyalarım olduğunu. Sokaklarda akan kanla gökyüzünün renginin bir olduğu o zifiri karanlığı. Çığlıklar kulaklarımı parçalıyordu. Bir şey yapamıyordum. Hanımın “senden razıyım” diye bağırdığını duyuyordum. Merhumeye haklarınızı helal ediyor musunuz?
- helal olsun.
- ediyor musunuz?
- helal olsun.
- ediyor musunuz?
- helal olsun.
Kollarımdan çekiştiren o askerler olmasa, o askerler hiç olmasa karanlık rüyalar musallat olmazdı. Şu an çocuklarımın sesleriyle kulaklarımı doldururken hanımın getirdiği dumanı üzerinde ıhlamuru içiyor olabilirdim. Bu kentin diğer yüzünü bilene kolay kolay rüya görmek nasip olmaz. Çocukların kanının rengini unutmak elzemdir. Yaradanın da vardır bir bildiği.