Fiskos

Gönderen Etiketler: zaman:
   Yaşlı başlı adamdı Nazım Efendi ya hepimiz duyunca çok şaşırdık mükerrer evliliğini duyunca. Yarısı yaşında bir hanımla nikah kıymış. Safiye Abla da hiç umursamıyormuş gibi yapıyor ama nisa suresinin mealini okurken gözlerinin yaşardığını gördüm. Napsın o da kolay mı, altlı üstlü oturuyorlar bir de. Henüz çağırmadık o kadını günlerimize, pek burnu havada. Yeşim’miş adı, adı batasıca. Biz bilmiyorduk da ne kirli çıkıymış şu Nazım Efendi, parası olmasa o Yeşim şırfıntısı ona bakar mıydı hiç. Akbabalar gibi etrafında dolanıyor adam öldü mü leşinin üzerine atlayacak tabi. Ben görmedim de bir arkadaş görmüş, koluna her gün ayrı marka çanta takıştırıp o mağaza senin bu mağaza benim dolanıyormuş. Yemekleri de Safiye abla yapıyormuş, birlikte yiyorlarmış. İlginç vallahi. Olan Safiye ablaya oldu, gariban altmış yaşına gelmiş hala temizlik bulaşık. Ne bileyim yaşlı da kadın, yaşlanınca akıl da eskisi gibi olmuyor bir de bu olaylar üzerine iyice aklı gitti. Geçen ocakta yemek unutup karşı komşusuna gitmiş, bir çığlık koptu ki apartman boşluğundan nasıl. Neredeyse yangın çıkıyormuş, her yer duman altı olmuş. Çocukları da babalarının bu gönül macerasından ölesiye utanıyor olmalı, hepsinin kendi çocukları var. Duyduğuma göre babalarıyla konuşmuyorlarmış. Gerçi bilemiyorum geçen hafta Safiye ablanın evinden çıkarken gördüm büyük kızını. Herkes yavaş yavaş alışıyor herhalde ama hâlâ aklım almıyor Safiye abla nasıl öylece kabullenebiliyor.  

   Onun olayı üzerine apartmandaki herkes kocalarından şüphelenir oldu. Ama ben biliyorum ki benimki asla öyle bir şey yapmaz. Benden de korkar ki nasıl hem de. Geçen eve daha girer girmez iş yerinde bir kadının oda parfümü sıkar gibi ortalığa kendi parfümünü sıktığını söyledi, ceketinden kokusunu alıp da işkillenmeyeyim diye. Gözü de benden, çocuklarından ve işinden başka bir şey görmez, tüm gün çalışıp didiniyor vakti mi var hovardalığa. Öpüp de başa konulur vallahi böylesi. Nazım Efendi'nin Safiye ablaya yaptığı gibi üzerime gül koklamak aklının ucundan geçmez. 
   Ah ah. Nazım Efendi'ye bak sen, kadını alıp bir de evinin üst katına oturtmuş. 



---------
Bu yazdıklarım da neyin nesi cevabı linkte
Yorum Gönder

Back to Top