Sıfır

Gönderen Etiketler: zaman:
Bazen konuşasım değil ama anlatasım geliyor. Konuşmayı zaman zaman bir zul olarak görüyorum
-okul nasıldı
-iyi
-sen nasılsın
-iyi
 Zihninde ne söyleyeceğin belirlenecek de beynindeki adamcıklar birbirlerine hızlı hızlı emirler yağdıracak da, hangi kelimelerin kullanılacağı seçilecek de, ağız, dil, ses telleri filan seferber olup hazırlanan cümleyi normal cümle düzeninde sese dönüştürecek. Birsürü iş yani.
 Oyun oynuyorum ara ara. Bir arkadaşımın dediği gibi gerçek hayatta alamayacağım riskleri oyunlarda alıyorum, boyuna ölüyorum. Rüyalarımda iyi şeyler oluyor gerçek hayatın nötrlüğüne bir tepki olarak sanırım. Hep aynı şeyler, gerçek hayatı diyorum. Git gel yüz adım. Evden okul elli beş dakika. Okuldan ev de aynı. Küçük şehir özlemine tutuldum. Günde iki saatimi kurtarabilseydim daha uzun bir ömür yaşamış olurum. Yol hayata dahil değil. Hayat da bir yol dersiniz kesin. Ama metrolarda ıkış tıkış gitmekten biraz farklı dersiniz. Doğru. Ne diyeyim. İş saati gidiş dönüşleri dışında metro metro adabını bilmeyenlerle dolu. Kendini kuş sanıyordu sanırım iki kolunu açarak yürüyen merdivenin ortasında dikilen adama pardon geçebilir miyim diyemezsiniz ehlilleşmemiş gagasıyla parmağınızı koparabilir. Ne bileyim sevgilisinin elini sırat köprüsündeymiş gibi bir panikle tutan kadına da pardon geçebilir miyim diyemezsiniz. Acelesi olanlar mardivanı kullansın allam yarabbim filan diyebilir üstelik unutmayın demokrasiye göre ikiye bir haksızsınız. O sırada “Yürüyen merdivenlerin sol tarafını boş bırakın” gibi bir anons imdadınıza yetişmezse tabi ki.
Modernizm eleştirim metro trendine ayak uyduramayan insanları –ve bir kuşu- eleştirmeye dönüştü. Çünkü ben de modern bir insanım. Neredeyse her gün aynı pantolonu giyiyor olmam dışında ki bununla anlamsızca gurur duyuyorum. (Yazının akışıyla alakasız: Kulaklıklar kulağımda takılı kalmış bari müzik dinleyeyim)

 Yaz tatilinde Fransızca öğrenmeye başladım. Çünkü yüksek lisansa kabul alabilmem için İngilizcemin iyi olması gerekiyor. Ha ha. Ve sürekli bir gerileme halindeyim. Her şeyde. İngilizcede, Türkçede, iletişimde, arkadaşlık ilişkilerini sürdürebilmekte, ailevi ilişkileri sürdürebilmekte. Her şeye olumsuz bakabilme gücüme bayılıyorum, kendime sanal bir depresyon üretip odamı filan dağıtıyorum. Halbuki inanmazsınız belki ama mutluyum. Kuşumdan sanki çocuğummuş gibi bahsedip ne kadar zeki olduğuyla övünüyorum. Elime bedava ve orijinal oyunlar geçiyor. Derslerim hafif. Ben hafifim. Ama eksilerle artılar birbirini götürüyor, belki de yanlış işlem yapıyorum allah bilir, ne anlarım matematikten. Sadece işte bu nötrlük beni mahvediyor. Her gün aynı. Ne tür bir farklılık beklediğimi de bilmiyorum. Ah hepsi şımarıklıktan. Neyse hiçbirini yazmadım hiçbirini okumadınız.
Yorum Gönder

Back to Top