Gerçeklerden hoşlanmıyoruz. Sıklıkla kaçıyoruz. Sıklıkla hayal dünyasında yaşadığımız gerçeğinden kaçıyoruz. Bunun yerine psikolojik terimleri kullanarak dünyayı tüm kognitif sistemimizle algılıyoruz, bu sisteme hayallerimiz ve rüyalarımız da dahil derdim. Belki karizmatik olsun diye hayal değil de utku derdim, rüya değil dream ve de. ingilizceye dönerdi mesele aklıma ingiltere gelirdi ne gerek vardı şimdi niye durduk yerde aklıma ingiltere gelsin filan kafam karışırdı. Halbuki ben seni kıbrıslısın sanıyordum. Halbuki gece yaratıkları konusunda o kadar ciddiler :(
Martılara simit atarken telefonum denize düştü. Vapur ilerledi ben dalgalara baktım. Üzüldüm ne yalan söyleyeyim. Martılara simit atarken telefonum düştü. Bir martı onu yemek sanıp gagasıyla yakaladı, sonra beğenmedi vapura attı. Telefon yere düşüp çat kırıldı. Üzüldüm. Martılara simit atarken telefonum düştü. Martının biri onu kaptığı gibi avcuma attı. Hop yakaladım. Niye düşüyor? Bu benim hayalim ama neden bu kadar güzel bir günde telefonumu düşürüp duruyorum? Neden ellerimi yüzümün arasına alıp teselli edilmeyi bekliyorum? Akıl sır ermiyor. Saçma. Boşalt üst katı. Soğuk bir gün olsun mesela. Eldiven giymeye de bir bahane olur hem. Üst katı özel tutmuşuz gibi. Hava güzel olsun ya da. Kaç kişi sığacaksa o kadar akbil basmış olalım. Pek de zenginiz hani. Tatlı tatlı rüzgar esiyor. Telefon cebimden çıktı ve puff. Hayda! Yine düşürdük. Yine oturdum mutsuzlaştım. Maddi bir şeyle kurduğum bağı da sorguluyorum. Aklıma batan gemide eşyaları olan adamın buna sevindiği hikaye geliyor. Daha doğrusu gemi battığı için üzülmediğine sevinen adam. Batmadığını öğrenince de buna sevinmediği için sevinen adam. Of Allah'ım. Ben telefonum battığı için üzülüyorum, buna üzüldüğüm için de üzülüyorum. Ikinci üzüntüm daha ulvi gelince seviniyorum. Sonra buna sevindiğime üzülüyorum. Sonsuza kadar böyle devam edebilirim.
Toparlan kızım bu senin hayalin. Bir rüzgara boyun mu eğeceksin? Elinde simidin var. Yalnız da değilsin. Bu senin hayatının en mutlu günü olsun. Parmak kenarların yara değil, dudakların çatır çutur çatlamamış. Yüzünde ufacık bir sivilce izi var, hepsi bu kadar.
hayallerime tahakküm kuramıyorum. deyip işin içinden sıyrılacağım çünkü sıkıldım.