Savelus

Gönderen Etiketler: zaman:
Tırnaklarımı kesmeyeli yıllar oldu. Geceleri bir ağaç kovuğunda uyurum. Atalarımız ağaca ve anneye aynı kelimeyi uygun görürlermiş eskiden. Ama şimdi değişti. Anneler ağaçlara benzemek istemiyor pek. Ayrı kelimeler bulmak zorunda kaldı dil bilimciler. Kimseyi suçlayamam. Iyi oldu ya da kötü oldu da diyemem. Annemi tanımıyorum. Ama ağacımı tanıyorum. Halkalarını sayacak olsam dört yüzü geçer. Kökleri kalın damarlar gibi toprağın üstüne bile çıkmıştır. Kış onun ziynetlerini eteklerine düşürttürdüğünde bile azametinden hiçbir şey kaybetmez. Bu yönüyle bir babaya benzer. Ama bizde baba kelimesi başından beri ayrıdır. Daha önce bir ağacı babaya benzeten olduysa da haberim yok. Benim sözlüğümde üçü aynı anlama geliyor. Halkımınsa bu fikre alışacağını sanmıyorum.
Civardaki en yaşlı ağaç benimki. Doğduğumda kendimi burada buldum. Etraf köylerden beni görmeye gelenler olmuş, bir kahin benim diğer dünyadan gönderilen bir kurtarıcı olduğumu görmüş rüyasında. Uyanır uyanmaz yola çıkmış ve kimbilir ne zaman sonra yanıma ulaşmış. Beni himayesi altına almış ve bana kurtarıcı anlamına gelen Savelus adını koymuş. Buhurdanlarla minik bedenimi sarmalamış ve kulağıma dualar fısıldamış. Kahin pek yaşlıymış, çok yaşamamış. Yapayalnız kalmama rağmen ağaç bana hürmet ediyor bir gün elma verdiyse diğer gün muz veriyormuş. O günleri bir rüya bulanıklığında hatırlıyorum. Kaşındığım zamanlar dereye inerdim. Yaşıtım çocuklar dört bir yana kaçardı. Anneleri gözlerini kocaman açarlarsa daha iyi görebilecekmişler gibi iri iri gözlerle bana bakardı. O zamanlar da bana hayran olduklarını anlardım.
(devamı olabilirdi, ama şimdilik yok)

Yorum Gönder

Back to Top