Herkese merhaba. Bugünkü yazımda pek bir beğendiğim kitapları paylaşacağım. Okuma listelerinize vesaire koyarsınız isterseniz. Konularından bahsetmeyeceğim, çünkü istemeden de olsa spoiler verme ihtimalim var. 

Listemin başına koydum bunu. Oldukça bilinen, oldukça okunan bir roman ama ben daha yeni okudum. İyi ki de çok önceden okumamışım diyorum. Çocuk kitabı deyip geçmemek gerek. Epey derinlikli ve gerçekçi. Hatta sanırım gerçek. Bilmiyorum. Ama oldukça etkilendim, hatta okurken ağladığım yerler bile oldu. Ah ah.

Dünya edebiyatından Çin menşeli değişik bir roman. Alışık olduğumuz klasik romanlara pek benzemiyor. Biraz siyasi iğnelemeler, biraz absürtlükler derken ne kadar değişik bir kitap okuyorum diyerek mutlu olabilirsiniz. Çevirisinde de herhangi bir sıkıntı olduğunu hatırlamıyorum. Sanırım iyiydi demeliyim.

Artık nobel ödüllü bir yazar olan Ishiguro’nun bu kitabına tam anlamıyla bayılmıştım. Okuduğunuz kitapların filmlerini de izlemeyi seviyorsanız ayrıca güzel bir fırsat çünkü filmi de var. Kitabın özgünlüğü kurduğu tuhaf dünyaya yazarın değer vermemesi. Anlatmak istediği başka bir şey var. Manzaraya değil kendisine baktırıyor. Biraz hüzünlü. Ve kesinlikle ucuz bir aşk romanı değil -ismine aldanmayın-

Listemizde bir de klasiklerden olsun. Adını duymuş olabilirsiniz, klasik nihayetinde. Okumadıysanız okuyun ama. Bana oldukça komik geldiğini hatırlıyorum. Normalde klasiklerin kelli felli ciddi kitaplar olduklarına dair bir ön yargım var (Gogol okuduğumda ne kadar şaşırdığımı hayal edemezsiniz), eğer siz de klasiklere benim gibi ön yargıyla bakıyorsanız, hoşunuza gideceğini düşünüyorum. 

Öykü kitabı. Türk yazarı okumak isteyenlere güzel bir tavsiye. Bu kitabın özellikle dilini çok sevdim. Konular klasik sayılsa da karakterlerin özgünlüğü öyküleri su gibi akıp götürüyor. İç Anadolu’yla alakanız varsa, İç Anadolulu tanıdığınız ya da İç Anadolulara dair stereotipleriniz, sizin de oldukça beğeneceğinizi düşünüyorum.

Betül Nurata da şu anki Türk edebiyatının genç simalarından. Dergilerde filan sıkça yazıyor, ama bu ilk öykü kitabı. Eğer diline alışık değilseniz en başta bir bocalama dönemi olabilir, ama üsluba alıştıkça hikayeler daha bir anlamlı gelmeye başlıyor. Yazarın en büyük başarısı kendine has bir dil kullanımı olması. İsimsiz bir metnini görürsem öyküyü onun yazdığını büyük ihtimalle anlayabilirim. 

Hep kurgu olmasın, bir tane fikir kitabı olsun listemizde. Erkeklerin askerlik anılarını toplayıp kitap yapmışlar desem biraz komik kaçacak ama durum böyle. Tabi biraz analiz katılmış, genel temalara ayrılmış vesaire. Birilerinin askerlik anılarını okumanın eğlenceli geleceğini hiç sanmazdım. “Erkek” olmak için nasıl dişle tırnakla savaş vermek gerektiğine dair güzel bir çalışma.

Yazarlıkla alakalı okuduğum en iyi kitap. (Tamam yazarlık hakkında pek kitap okumadım ama olsun) Yazmak isteyip bir türlü yazmaya devam edemeyenler için taktikler. Tam bir teşhis ve tedavi kitabı. Laf kalabalığı yok, tabiri caizse iki saat “felsefe” yapmıyor. Yazamıyor musun, diyor, düşüncelerinin olgun olmadığını mı düşünüyorsun? Düşüncelerin hiçbir zaman olgun gelmeyecek sana, boşuna bekleme yaz gitsin diyor mesela. Bu kadar pratik hayata yönelik çözümlerle dolu olmasını çok sevdim. 

Tavsiye listemin sonuna gelmiş bulunmaktayım, elbette bu listeye konulabilecek daha bir sürü kitap var ama şimdilik bu kadarı yetsin diyeyim. Ve sizlere veda edeyim. Haftaya görüşmek üzere, hoşçakalın sevgili okurlar.