İzci liderliği kursu geçebileceği en güzel şekilde geçti. Şarkılar söyledik, düğümler ve daha neler neler öğrendik... Başta herkes kendine grup seçti. Sekiz kişi bir oba oldu. Her bir hareket obaca yapılacak kararı alındı, grup ruhu önemli. Kamp ateşinin yakıldığı gece her oba kendi gösterisini yaparmış. Biz de über doğaçlama bir piyesle seyirci karşısına çıktık. Grubumuz bir sürü liderle dolu olduğu için bir türlü ne yapacağımıza karar verememiştik. Her ağızdan bir ses çıkmıştı. En sonunda baktım ki sunucu olmuşum, haber sunacakmışım. (Aynı rolü altıncı sınıfta oynamıştım, o zaman mağara adamı rolünde olmam dışında) Üstümde inanılmaz bir baskı... "Yaparsın değil mi?"ler... Ben de çok cool'um Allah'ım. Cevap olarak her şey yolunda anlamına gelecek şekilde yalnızca gözlerimi kapatarak başımı sallıyorum. Ama ne yapacağım hakkında da en ufak bir fikrim yok. Derimin altında bir titreme var, yüzümde asılı kalmış bir tebessüm. Velhasılı kelam çıkıp saçmaladık. Bir miktar rezil olmuş olsak bile kamuoyunun bundan haberdar olması imkan dahilinde olmadığı için hiçbir önemi olmadı. Hep beraber güldük geçiştirdik.
Kurs sonunda bir sınav yaptılar. Sertfika alabilmek için yetmiş üstü almak gerekiyormuş. Eve geldiğimin ilk gecesi rüyamda elli altı almış olduğumu gördüm. Umarım sertifikamı alabilirim. Çünkü izci liderliği yabana atılmaması gereken bir alan(mış). Ve de çok havalı. Yine de buz gibi suyla abdest alıp buz gibi havada bir an önce kapalı bir alana girebilmek için uğraşırken, geceleri tulumun içine sıkı sıkı yumulup uyurken, nöbet sırasında milletin horultularının ritmiyle gözlerimi açık tutmaya çalışırken, bulaşık yıkarken, ayaklarım çamura batıp çıkarken o kadar da havalı gelmemişti. Tabi tüm bunların da her saniyesinden zevk aldığımı da söyleyeyim iyice aklınız karışsın.
Kamp alanından eve gelirken medeniyetin ne kadar ilginç bir şey olduğunu düşündüm. İki buçuk gün yalnızca, ağaç, böcek, çalı görmüştüm ama yine de benimsemişim demek ki. Az buz değil onlarca yılın hayali...
Sonra da sınavlarım vardı işte. İyi kötü geçtiler. İki sınav ben kamptayken olduğu için onları direkt bütünlemelere bırakmış oldum. Bir de fizyolojiden kaldım. O pek şık olmadı. (Modern sanatçılar böyle diyorlardır herhalde) Kopya bile çekmiştim sınavda. Olmayınca olmuyormuş demek ki. Şimdi de idealist hayallerimi hatırladım, sırf Sena'ya ayıp olmasın, en azından uğraştım diyebilmek için bir sonraki dönem konularına şöyle bir bakıyorum. LYS'den önce hazırladığım "LYS'den sonra yapılacaklar" listeme bakınca dudağım uçukluyor. Mecbur kalmadıkça bakmamaya çalışıyorum. Maddelerden biri bungee jumping yapmak mesela. Bungee jumping yapmamamın sebebinin sınavlar olduğunu sanıyormuşum. Saftirik Sena! Meğer tek sebebi havalarmış, havalar bir ısınsın bekle beni bungee jumping! (babama söylemeyin)
Ya bir böyle çılgın kız imajı çizen Sena'ya bakıyorum bir de misafirlikte çatalının ucuyla ucuyla kısır yiyen Sena'ya bakıyorum. Bir sorun var, olmalı. Küçükken iki kişi olduğumu sanmam bunun sebebi olabilir. İyi Sena ve kötü Sena'nın hikayesi de başka zamana kalsın. Ihıhı. Allah'a ısmarladık. Sağlıcaklan kalın.

Kurs sonunda bir sınav yaptılar. Sertfika alabilmek için yetmiş üstü almak gerekiyormuş. Eve geldiğimin ilk gecesi rüyamda elli altı almış olduğumu gördüm. Umarım sertifikamı alabilirim. Çünkü izci liderliği yabana atılmaması gereken bir alan(mış). Ve de çok havalı. Yine de buz gibi suyla abdest alıp buz gibi havada bir an önce kapalı bir alana girebilmek için uğraşırken, geceleri tulumun içine sıkı sıkı yumulup uyurken, nöbet sırasında milletin horultularının ritmiyle gözlerimi açık tutmaya çalışırken, bulaşık yıkarken, ayaklarım çamura batıp çıkarken o kadar da havalı gelmemişti. Tabi tüm bunların da her saniyesinden zevk aldığımı da söyleyeyim iyice aklınız karışsın.
Kamp alanından eve gelirken medeniyetin ne kadar ilginç bir şey olduğunu düşündüm. İki buçuk gün yalnızca, ağaç, böcek, çalı görmüştüm ama yine de benimsemişim demek ki. Az buz değil onlarca yılın hayali...
Sonra da sınavlarım vardı işte. İyi kötü geçtiler. İki sınav ben kamptayken olduğu için onları direkt bütünlemelere bırakmış oldum. Bir de fizyolojiden kaldım. O pek şık olmadı. (Modern sanatçılar böyle diyorlardır herhalde) Kopya bile çekmiştim sınavda. Olmayınca olmuyormuş demek ki. Şimdi de idealist hayallerimi hatırladım, sırf Sena'ya ayıp olmasın, en azından uğraştım diyebilmek için bir sonraki dönem konularına şöyle bir bakıyorum. LYS'den önce hazırladığım "LYS'den sonra yapılacaklar" listeme bakınca dudağım uçukluyor. Mecbur kalmadıkça bakmamaya çalışıyorum. Maddelerden biri bungee jumping yapmak mesela. Bungee jumping yapmamamın sebebinin sınavlar olduğunu sanıyormuşum. Saftirik Sena! Meğer tek sebebi havalarmış, havalar bir ısınsın bekle beni bungee jumping! (babama söylemeyin)
Ya bir böyle çılgın kız imajı çizen Sena'ya bakıyorum bir de misafirlikte çatalının ucuyla ucuyla kısır yiyen Sena'ya bakıyorum. Bir sorun var, olmalı. Küçükken iki kişi olduğumu sanmam bunun sebebi olabilir. İyi Sena ve kötü Sena'nın hikayesi de başka zamana kalsın. Ihıhı. Allah'a ısmarladık. Sağlıcaklan kalın.
