Alın bakın beni ne hale getirdiler

Gönderen Etiketler: zaman:
Çocuklara, yaşlılara ve ergenlere has olduğunu düşündüğüm bir niteliğe yıllardır sahibim: inatçılık. Yine de birazdan anlatacaklarımı yalnızca inatçılık çerçevesinde düşünüp okursanız yazmamın bir anlamı kalmaz. Zira inatçı olduğumu söylemem asıl meselenin fragmanı ve filmi izlemeden yalnızca fragmana bakarak filmin asıl anlatmak istediğini anlayamazsınız. Bu konuda anlaştığımızı düşünüyorum.
Allah'ın yarattığına burun çevirmek istemezdim, nimet beğenmediğim için ne kadar kınasanız da haklısınız ama bütün bunların böyle olmasını ben istemedim. Kereviz, enginar, dereotu, maydanoz, roka ve aklıma gelmeyen ot/çöplerin başlıcaları... Kereviz'i ilk yiyen insanın ne kadar çaresiz durumda olduğunu düşünsenize! Onu pişirmek kimin aklına gelmiş yani? Çok saçma. Sonracığıma roka. Açlıktan ölmek üzere olsam "yol kenarındaki otları yiyeyim bari" desem ve yol kenarındaki otlar roka olsa, bir çiğnemeden sonra "bu zehirlidir ya" deyip ağzımdan geri çıkartırım. Öyle mekanik bir tadı var. Efendime söyleyeyim dereotu. Salatanızı mahvetmek için içine dereotu koyun! Adı üstünde DERE OTU. Hiçbirini sevmiyorum. Çok çok çok mecbur kalmadıkça da yemem ve eğer annem emek harcamış da sofraya koymuşsa bu çok çok çok mecbur kaldığım anlamına gelir, mecburiyetten yerim.
Annemin sağlık takıntısı yüzünden sağlıklı beslenmecilerin ateşli bir düşmanı oldum, benden korkun!
Pembeyi çok severdim, şimdi pembeden bile tiksinir oldum. Çünkü yarım yağlı peynirlerin, yoğurtların, sütlerin kapları hep pembe. Buzdolabında yarım yağlı etiketli ürünler gördükçe sinirlerim tepeme fırlıyor ve buzdolabını yere devirmek istiyorum. Geçen bir gün yine sinirlendim, yarım yağlı süt kutusunun içine tam yağlı süt doldurdum. Diyorum, uslanmaz bir düşman oldum çıktım.
Annemin sınavları olduğu zamanlarda bazen yemekleri ben yapıyorum. En basitinden makarna mı yapıyorum? İçine basıyorum tereyağını, çünkü annem makarnaya hiç yağ koymamaya başladı, "yağ koy" deyince de zeytinyağı koyuyor. (Zeytinyağından da nefret ettiğimi söylememe gerek var mı?) Geçen pizza yapacaktık, hamurunu kepekli unla yapmış. Tüm moralim altüst oldu ve pizzayı fırına vermeden önce üstüne yüklü miktarda tereyağı koydum.
Salata yapıyor, öyle ki tabaklara sığmıyor, o kadar diyorum "dereotu varsa yemem." "Sen ayıklarsın, doğramadan koydum." diyor. Tadının, kokusunun sindiğinden bihaber. Şimdilerde savaş ortamı iyice gerginleşti, asla ve kat'a salata yemiyorum. Zorla tabağıma koyacak olursa tabağımı kaçırıyorum. O da ısrarla dereotu koyuyor. Artık sağlıklı beslenme karşıtı olarak hiç salata yiyeceğimi sanmıyorum. Yine de galip şu anlık o gibi. Eve iki seferdir yarım yağlı yoğurt giriyor, önceden kendine küçük bir paket alırdı şimdi aile boy almış; aile boyların paketleri mavi. Estim gürledim tabi. Sonra tıpış tıpış yemek zorunda kaldım; ilk paket bitti ikincisini almış!
Geçen yine patates yemeğinin yanında pilav yapmadı, yapmamıza da izin vermedi, üstelik "patates de karbonhidrat grubundan olduğundan" ekmek yememize dahi izin vermemeye kalkıştıysa da başarısız oldu.
Kepekli ekmekten başka ekmek yemiyor, bize de "mmm nefis bu ekmek ay çok güzel." deyip duruyor ama yutmuyoruz. Ara öğünlere takmış durumda, illa bir şeyler yiyecekmişiz ve bu bir şeyler ya kuru kayısı ya da ceviz oluyor nedense. Beslenmenin tekeli Amerika. Hepsi Amerika'nın oyunu geyiğine girmek istemezdim ama durum böyle. Sırf diyet kategorisi çıksın da insanlar az kalorili sanıp da çok yesinler diye; tüketimi arttırma amaçlı abudik gubidik kitaplar yazmışlar; bizimkiler de Türkçe'ye çevirmiş. Evimize aynı ürünün pembe etiketlisi giriyorsa, üstelik malumunuzdur diyet ürünler normallerden daha pahalı, tüketim hedefini gerçekleştiriyoruz demektir. Diyetisyenler niye var? Artan tüketim sonucu insanlar şişmanlıktan ölmesinler de daha çok tüketsinler mantığıyla var. Sırf bu sağlıklı beslenme piyasasında binlerce kitap yazıldı, seminerler, eğitimler verildi; paranın beline vuruldu anlayacağınız. Dünya ekonomisinin önemli bir ayağını sonsuza kadar yaşayacağını sanan insanlar oluşturuyorsa bu bir sonuç mudur neden midir? Karar sizin.
Not: Saydığım tüm "sağlıklı" yiyeceklerden herhangi birini bile sevenler varsa özür dilerim. Tepkimin tat bazlı olmadığını, hayat duruşu olduğunu anlamışsınızdır umarım.
Not İki: Ölmek üzere olsam rokayı yerdim sanırım.
Yorum Gönder

Back to Top