Geçen psikoloji kulübümüzün naçizane bir etkinliği de film gösterimi oldu. Önce filmi hepberaber izledik, sonra hazırlanan arkadaşlar filmdeki psikolojik rahatsızlıklara değinerek bize yeni yeni şeyler öğrettiler. Birazdan anlatacaklarım filmi izlemeyenler için ne ifade eder bilmiyorum yine de spoiler sevmeyenler okumasın, uyarımı yaptım. Kehkeh.
Genel yorumun efendim "adam aslında şizofrenmiş, en sonunda katatonik şizofren oldu" olmasına şaşırmadım, çünkü psikoloji öğrencileri olarak adam aslında uzaylıymış geyiği döndüreceğimizi beklemiyordum. Ama ben şu an psikolojik boyutunu uzak bir yere fırlatıp Amerikan sinemasını kıstas alarak şöyle diyorum: Adam gerçekten uzaylıydı ve K-Pax'ten gelmişti. Alien Trespass'ı ve daha nice uzaylı filmini yapan Amerika'nın K-Pax isimli bir gezegen kurgulamış olması karşısında şu kelamı etmek gerek "why not?"
Kahramanımızın kendini "kurtulması neredeyse imkansız" olan bir nehre atıp intihar etmeye çalıştığını biliyoruz. İşte, burası tamamen benim yorumum, adam o akıntıda aslında ölmüştü.
K-Pax'ten gelen Prot ise kahramanın vücuduna girdi. Dünyaya gerçekten gözleme gelmişti, anlattığı gibi bir gezegen de vardı. Aksi halde o uzay gözlem evindeki tüm çizdiği yörüngelerin ve formüllerin birbirleriyle tutarlı olabilmesini başka türlü açıklayamazsınız. Yok efendim babası ona teleskop almışmış da o da yıldızlara bakarmış. Bu kadarcık zamanda, dürbünden bozma bir teleskopla başka bir güneş sistemini ayrıntılı olarak anlatması, kurgu icabı bile olsa imkansız. Sonra mor ötesi ışıkları görebilmesi, kırklık nabızla yaşayabilmesi de cabası.
Prot evine geri dönüyor filmin sonunda ve geriye ruhsuz bir beden, intihar etmiş Robert kalıyor. E haliyle ne konuşuyor ne tepki veriyor. Biz de ona gerçekçi olmasını umarak katatonik şizofren diyoruz. Hııı. Bir de Bess var tabi. O kız nereye gitti? Prot onu da beraberinde götürdü deyince insanın içindeki o bilinmezlik hissi yok oluyor ve rahatlıyoruz. İnsan yapısı gereği kesin hüküm vermek ister.
Evet, iki bin iki yapımı bir filmi iki bin on ikide yorumlamak pek akıl işi değil biliyorum. Yine de kült filmlerin neredeyse tamamını daha seyretmemiş olduğumu söyleyip beni cıks cıks diye kınamanıza izin veriyorum.